Davacı : Öküz
Altında Buzağı Arayanlar
Davalı : Şirinler
İsnat Edilen
Suç : Komünizm
Propagandası
(Davalıların,
sanıkların, şahitlerin ve izleyicilerin hazır bulunduğu salonda hâkim duruşmayı
başlatır.)
İddia Makamı :
1. 1958 yılında çizgi roman,1981 yılında ise çizgi
film olarak hayatlarımıza dahil olan Şirinler’in ne kadar tehlikeli
yaratıklar(!) olduğunun anlaşılmasıdır.
2. Orijinali Smurf (small men under red
flag/kızıl bayrak altında yaşayan büyük adamlar ya da socialist men under red
father/kırmızı baba altındaki sosyalist adamlar) olan Şirinler isminin açılımı,
3. Şirinler köyünde para kullanılmaması,
4. Gönüllü iş bölümüne dayanan yaşam tarzları,
çalışanın da çalışmayanın da her şeyden eşit şekilde yararlanması,
5. Herhangi bir dine ait iz ya da
yaşantılarının olmaması,
6. Çilek tarlalarının hepsinin ortak malı
olması ve Çiftçi Şirin’in herkes adına bu tarlalarla ilgilenmesi,
7. Şirinler’in mutluluğundan ve huzurundan
rahatsız olan Gargamel (isminin İbranice olduğu söylenmektedir) ’in siyah
cüppesiyle Yahudilik’i temsil etmesi, kapitalizmin simgesi olarak altın ve
paraya düşkün olması, misyonerliğin simgesi olarak da Şirinler’i yemek
istemesi,
8. Gargamel’in peşindeki Azman (orijinal
isminin Azrail olduğu söylenmektedir)’ın büyük gücün arkasındaki çanakçıları
temsil etmesi,
9. Şirine’nin köydeki tek bayan olmasına rağmen
cinselliksiz, cinsiyetsiz arkadaşlıkları
10. Yaptırım gücü olmamasına karşın Şirin
Baba’nın “baba” sıfatının gizli bir otoriteyi işaret etmesi ve bunun
Şirinler’de kınanmak çekincesi yaratması,
11. Şirin Baba’nın Karl Marx’a benzeyen
sakalları ve diğerlerinden farklı olarak kızıl sapka takması
12. Ukalalığı yüzünden sık sık köyden kovulan
Bilgin Şirin’in Troçki’ye benzetilmesi,
13. Şirine’nin feminizmi,Süslü Şirin’in
eşcinselleri,Güçlü Şirin’in maçoları temsil etmesi .
NOT: Filmin
yaratıcısı Peyo’nun gerçek bir sosyalist olmasının da bu düşüncede önemli bir
etkisi var tabii.
BBC :“Ancak
Şirinler’in, her siyasi görüşün kendi perspektifine uygun bulabileceği bir
yapısı da var. İngiltere’deki Stafforshire Üniversitesi’nden Sosyoloji
Profesörü Ellis Cashmore, Başbakan David Cameron’un ‘Büyük Toplum’ projesinde
Şirinler’in yansımasının olduğunu söylüyor.”
Filmden herkes kendine göre
farklı sonuçlar çıkarabiliyor. Örneğin, büyünün Şirin Baba tarafından sıklıkla
kullanılması materyalist düşünceye terstir.
Brüksel Karikatür Merkezi Direktörü Willem de Graeve, Şirinler’de kadın
karakterinin azlığını eğitimde Katolik kilisesinin etkisine bağlıyor. Konu
burda sadece tek kadın olması değil bu kadının filmde yaratılış hikâyesinin, kadın
düşmanlığı ve ırkçılık örneği olmasıdır. Kötü kalpli Gargamel, bir türlü alt
edemediği Şirinler’i yenmek için bir “kadın şirin” yarattı ve köye gönderdi.
Böylece erkek Şirinler’in arasına nifak sokacaktı.
Şirine bir süre kötülük yaymaya çalıştı,
fakat sonunda Şirin Baba bir büyüyle Şirine’yi iyileştirdi. İyileştiği zaman
saçları siyahtan sarıya dönüştü (açık açık ırkçı bir hareket)Üstelik “iyi”
kadının topuklu ayakkabı ve mini etek giyen seksi bir kadın şeklinde tasvir
edilmesi de, dönemin Hollywood kültürünün kadına bakışının bir yansımasıydı.
Söz
Savunmanın
Peyo : İddialar
gayrı ciddi ve gariptir.
Dönemin
Çocukları : Biz izler geçeriz,
polemiğe girmeyiz
Gereği
Düşünüldü! (Kalkın kalkın)
Bir gün bir şair, üniversitede
edebiyat dersinde kendi şiirinin işleneceğini öğrenmiş ve o derse katılmak için
edebiyat fakültesine gitmiş. Derse girmiş ve dersi anlatan hocayı dikkatle
ve çoğu zaman şaşırarak dinlemeye başlamış. Dersin hocası şiiri mısra mısra ve
hatta kelime kelime analiz ederek ne tür anlamlar ve sanatlar olduğunu, tüm
ayrıntısıyla öğrencilere ve şaire anlatmış.
Ders boyunca sesi çıkmayan şair
dersten sonra hocayla görüşmek istemiş, şairi gören hoca elbette önce şaşırmış,
sonra ise performansını sormuş. Şair, "Sizi tebrik ederim. Tüm şaşkınlığımla
dinledim dersinizi çünkü anlattıklarınızdan hiçbiri benim şiirimde anlatmaya
çalıştığım şeyler değiller!"
Hoca: "Şaşılacak bir şey yok. Dünya ne anlatıldığına
göre değil, ne anlaşıldığına göre dönmeye devam eder. Anlatan bir kişidir,
anlayan yüzlerce kişi..."
Peyo’nun doğum günü olan 25 Haziran’ın “Dünya Şirinler Günü” olarak
ilan edilmesine ve filmin, bu iddiaların hiçbiriyle çocukların dünyalarına
zarar vermediğine, dolayısıyla beraatına karar verilmiştir…